3.08.2014

 
meraklı yağmur

 
çok uzak bir ülkede yaşayan yağmur adında bir çocuk varmış. yağmur hayatından çok memnunmuş. yağmur büyüdüğünde öğretmen olmak istiyormuş. çabuk büyümek istiyordu. her şeyi öğrenmek istiyormuş. bunun için çok kitap okuyormuş. sınıf kitaplığındaki bütün kitapları okumuş.

 
okul kitaplığına girmesi yasakmış. çünkü çok küçükmüş. okul kitaplığına girmek için planlar yapmaya başlamış. planında akşam yemeğinden sonra ailesi uyuyunca evden çıkıp okula gitmek varmış. pazartesi günü ödev olmadığı için erken yatmış. akşam annesi babası uyuyunca babasının merdivenini alıp okula gitmiş. hava çok serinmiş ve yağmur yağıyormuş.

 
yağmur çok korkuyormuş. merdivenden çıkıp okula girmiş. anahtarı almış ve hemen kitaplığa gitmiş. kitaplıkta bir sürü kitap varmış. yağmur gözlerine inanamamış. hemen birer birer kitapları okumaya başlamış. tavşanlar neden zıplar? devenin neden hörgücü vardır? baykuşlar neden sabah uyur? insan yiyen bitki hangisidir? piramitler neden üçgendir?

 
deniz niye mavidir? bulutlar neden şekil değiştirir? çiçekler neden güzel kokar ağaçlar neden yeşildir? ahtabotun neden 8 kolu vardır? kelebekler neden 1 gün yaşar? çiçekler neden konuşmaz? erkekler neden etek giymez? rüzgar neden eser? insanlar neden uçamaz?
hepsini öğrenmiş. ama gözleri çok yorulmuş uykuya dalmış.


sabah olmuş. kütüphane görevlisi yağmur’u uyurken bulmuş. annesi ve babası onun için çok endişelenmişler. ilk başta kızmamışlar ama onla konuşmuşlar. müdür olanları öğrenince yağmura çok kızmamış. kitaplara olan sevgisini anlayınva onuda kütüphanede çalıştırmaya karar vermiş. yağmur büyüyünce çok iyi bir öğretmen olmuş. aynı benim öğretmenim gibi.
eylül caan, mayıs 2009


 
ali fotoğrafçılık öğreniyor

 
bir zamanlar ali adında bir çocuk varmış. ali’nin ailesi fakirmiş ama babasının az para kazandığı bir işi varmış. ali tek çocukmuş ama mutluymuş. ali’nin doğum gününde teyzesi ona bir fotoğraf makinesi  almış. ali buna çok sevinmiş.

 
akşam olunca ali yatmış ve bir rüya görmüş. rüyasında ali büyümüş ve çok iyi bir fotografçı olmuş. uyandığında ali büyümüş. evden fotoğraf çekmeye çıkmış. ali çok güzel fotoğraflar çektiği için meşhur olmuş. ali dünyayı dolaşıp tüm ülkelerin fotoğraflarını çekmiş. ali’nin başarısını kıskanan furat ona meydan okumuş. onu fotoğraf yarışmasına davet etmiş.

 
konu mutlulukmuş. ödül ise altından en iyi fotoğrafçı kupasıymış. ali yüzlerce fotoğraf çekmiş. furat ise mutluluğun nerede olduğunu bilmiyormuş. furat parası ile güzel fotoğraf çekenleri işe almış. ali hile yapmadan ağaçları, baharları, kelebekleri, çocukları, yavru kedileri, denizleri, civcivleri ve aileleri çekiyormuş. furat’ın adamları paranın sahip olabileceği herşeyi çekmişler.


bunlar: arabalar, evler,  güzel giysiler, kolye ve bilezikleri çekmişler. yarışma günü geldiğinde herkes fotoğraflarını yarışma komitesine göstermiş. ali 150 tane fotoğraf çekmiş. furat ise 153 fotoğraf çekmiş. komite fotoğrafları incelemiş ve ali’ye birincilik ödülü vermişler. çünkü furat’ın hile yaptığını anlamışlar.
ali demişki: *para herşey değildir. mutluluk kalptedir.
erim caan, mayıs 2009