meraklı yağmur
çok uzak
bir ülkede yaşayan yağmur adında bir çocuk varmış. yağmur hayatından çok
memnunmuş. yağmur büyüdüğünde öğretmen olmak istiyormuş. çabuk büyümek
istiyordu. her şeyi öğrenmek istiyormuş. bunun için çok kitap okuyormuş. sınıf kitaplığındaki
bütün kitapları okumuş.
okul kitaplığına
girmesi yasakmış. çünkü çok küçükmüş. okul kitaplığına girmek için planlar
yapmaya başlamış. planında akşam yemeğinden sonra ailesi uyuyunca evden çıkıp
okula gitmek varmış. pazartesi günü ödev olmadığı için erken yatmış. akşam annesi
babası uyuyunca babasının merdivenini alıp okula gitmiş. hava çok serinmiş ve
yağmur yağıyormuş.
yağmur çok korkuyormuş. merdivenden çıkıp okula girmiş. anahtarı
almış ve hemen kitaplığa gitmiş. kitaplıkta bir sürü kitap varmış. yağmur gözlerine
inanamamış. hemen birer birer kitapları okumaya başlamış. tavşanlar neden zıplar? devenin neden hörgücü vardır? baykuşlar
neden sabah uyur? insan yiyen bitki hangisidir? piramitler neden üçgendir?
deniz niye mavidir? bulutlar neden şekil değiştirir? çiçekler
neden güzel kokar ağaçlar neden yeşildir? ahtabotun neden 8 kolu vardır? kelebekler
neden 1 gün yaşar? çiçekler neden konuşmaz? erkekler neden etek giymez? rüzgar neden
eser? insanlar neden uçamaz?
hepsini öğrenmiş. ama gözleri çok yorulmuş uykuya
dalmış.
sabah olmuş. kütüphane görevlisi yağmur’u uyurken bulmuş. annesi
ve babası onun için çok endişelenmişler. ilk başta kızmamışlar ama onla
konuşmuşlar. müdür olanları öğrenince yağmura çok kızmamış. kitaplara olan
sevgisini anlayınva onuda kütüphanede çalıştırmaya karar vermiş. yağmur büyüyünce
çok iyi bir öğretmen olmuş. aynı benim öğretmenim gibi.
eylül caan, mayıs 2009